FERDI TAYFUR
FERDİ TAYFUR'UN HAYATI'NIN DEVAMI...............................
Ama, talihim kısa sürmüştü ne yazık ki. Firma sahibinin
kardeşi bir adam öldürmüş ve o da firmayı kapatmak zorunda
kalmıştı. İstanbul2dan dört yıla yakın bir süredir uzak
kalmıştım.'' Kaderimsin '' adlı şarkımı dinleyen Kader
Plak Firması sahibi bana bir haber yollatıp, İstanbul'a davet
etti.
Ve işte yıllar boyu dillerden düşmeyen '' Huzurum Kalmadı ''
isimli şarkımı bu plak firmasına okudum;
BİLSEN UZAKLARDA
KİMLER AĞLIYOR
GELEMEM SEVGİLİM
KADER BAĞLIYOR
GURBET ELLER BANA
BİR MESKEN OLDU
GELEMEM SEVDİĞİM
FELEK BAĞLIYOR
HUZURUM KALMADI
FANİ DÜNYADA
YAPIŞTI CANIMA
BİR KARA SEVDA
Evet yapıştı canıma bir kara sevda. O karasevda sözcüğü
öyle geniş bir içerik taşıyordu ki, bu şarkının
sözlerini yazana kadarki olan yaşamımın her kesitinde, her
saniyesinde bunu yoğun biçimde duydum. O karasevdada sevdiğim
kızdan tutun da babamın vuruluş olayına kadar her birşey yer
alıyordu. Plak istenen satışı yapmış ama yine de istediğim
huzura kavuşamıyordum.
1973 yılında ağabeyimle birlikte Adana'nın Hürriyet
Mahallesi'nde bir kıraathane açtık. Adını da Ses koyduk.
Ağabeyim ve babalığım kıraathaneyi çalıştırıyorlar, ben
de durmaksızn eve kapanıp besteler yapıyordum.
Yine aynı yıl şimdi eşim olan Zeliha ile nişanlandım. Bu
nişanda ailemin ısrarı büyük rol oynadı. Nişanlımın
babası bir inşaat ustasıydı. Sade bir törenle yüzükleri
parmaklarımıza geçirdik. Artık omuzlarıma ikinci bir
sorumluluk yüklenmişti. Plaklardan kazandığım paraların bir
bölümünü eve veriyordum, bir bölümünü de nişanlımla
harcıyorduk. Durmaksızın beste yapıyordum. İçimde öylesine
yoğun bir birikim vardı ki, elime kağıdı kalemi aldığımda
diziler bir su gibi akıyordu kağıt üstüne. İstanbul'dan
Görsev plak firmasınadan bir çağrı aldım. Gittim. iki
yıllık bir sözleşme imzaladık. Plak başı bir lira
alacaktım. Bu firmaya anlaşmamız süresince 5 tane 45 lik
doldurdum. '' Kır Çiçekleri '', '' Bana Gerçekleri Söyle'',
'' Postacı '', '' Mahkumların Duvası'' ve '' Yüreğim de Yara
Var ''. Plakların satışı iyi gidiyordu. Patron ayrıca ayda
bin lira da maaş bağlamıştı bana. Çünkü 1974 yılında
mütevazi bir evlilikle dünyaevine girmiştim. Tüm eşyaları
taksitle almıştık. Özellikle mobilyacıya büyük borcum
vardı.
İki yıl kadar sonra Görsev Plak firmasıyla bir
anlaşmazlığımız oldu. Ve oradan ayrılmak zorunda kaldım.
aynı plak firmasıyla çalışan İsmail Mersinli'yle çok iyi
arkadaş olmuştuk. Kafa kafaya verip onunla Elele adlı bir plak
şirketi kurduk. 1975'de , kendi adıma doldurduğum ilk
45'liğim '' Akşam Güneşi '' çok büyük oranda satış
yaptı. Sermayemiz kısıtlı ve İsmail ile benim bakmakla
yükümlü olduğumuz ailelerimiz vardı. İlk plağımızın iyi
satış yapmasına karşın yine de büyük sarsıntılar
geçiridik ve sonunda da firmayı kaptmak zorunda kaldık.
Bu arada Elenor plak firması Atilla Alpsakarya ile
tanışmıştım. Benim iki bestemi alıp Gülden Karaböceğ'e
okutmak istedi. Hiç düşünmeden '' Peki '' dedim. '' Dur Dinle
Sevgilim '' ile '' Bana Gerçekleri Söyle '' idi bu şarkılar.
Sınra Elenor Plak Firmasıyla 2 yılık anlaşma imzalaadım.
Stüdyoya girip '' Bırak Şu Gurbeti '' adlı plağı
okuduğumda Atilla Alpsakar' ya 25.000 lira avans verdi bana.
artık gittikçe adımı duyurmaya başlıyor, ünüm
yaygınlaşıyordu. Bu firmaya yaptığım ikinci plağımdan
sonra wolkswagen marka bir otomobil aldım. '' Alıştım ''
''Yad Eller'' ve '' Çeşme '' adlı plaklarım bu dönemin en
iyi satış yapan 45'likleriydi.
Yalnız plak olarak değil sinema alanından da yoğun öneriler
geliyordu. Ancak aynı zamanda menajerim olan Atilla Alpsakarya,
film çevirmemin henüz zamanı olmadığını söylüyordu.
Benim de bu arada bir kızım olmuştu. Kızım bana çok şans
getirmişti.
Soner film markasıyla altı filmliğine bir anlaşma imzaladım.
İlkinden 20.000 lira diğerinden de 75.000 lira aldım. İlk
filmim '' Çeşme '' 'ydi ve rol arkadaşım da Necla Nazır' dı
Filmin çekimi Antalya'daydı. Hafızamın alamıcağı kadar
büyük bir aşk yaşanıyordu kamera karşısında. Ve bu aşk
günün birinde özel yaşamımıza da yansıdı.
10 Mart 1977' de ilk filmim Adana 'da gösterildiğinde yer
yerinden oynamıştı. Film hiç kimsenin beklemediği gişe
rekorları kırıyordu. İşletmeci İzzet Bey, kendi memleketim
olduğu için gala yapmamı istedi. Memnuniyetle kabul ettim.
Göründüğüm her planda çılgınlarca alkışlanıyordum.
Filmin arasında beni sahneye çıkartıp '' Çeşme ''
şarkısını okumamı istediler. Ben de kırmayarak ilk
dörtlüğü okudum.
İlk kızımdan sonra bir kızım daha olmuştu. İki kızım ve
bir oğlum vardı. Ailemi İstanbul'a getirtip bir ev tuttum.
Gerek plak satışlarımdan, gerekse filmlerden büyük paralar
kazanıyordum.
Sürekli teklifler yağıyordu. Adeta halk arasında bir kahraman
olup çıkmıştım. 1977'deki '' Derbeder'' filmi ile ünüm
daha da artmıştı. Sonra '' Merak Etme Sen '' adlı plağım
geldi. Bu şarkım hala dillerde dolaşıp duruyor.
Şarkılarımın bazı sözleri halk dilinde günlük
konuşmalara bile girmişti.
Çocukluğumda kurduğum düşler gerçek olmuştu artık. Anama
verdiğim sözü tutmuştum. Ama herşeye rağmen yine de içimde
bir ekisklik vardı. Öldüğüne bir türlü inanamadığım
babamın da bu günleri görmesini isterdim. Sanki günün
birinde çok uzaklardan gelip '' Beni kaçırdılar oğlum. Ben
başka bir ülkedeydim '' diyerek bizi bağrına basacak, beni
alnımdan öpecek gibi geliyor. Nice iyi insanlar var ki,
ızdırap içinde ölürler. İşte benim babam da bunlardan
biriydi.
Adını aldığım dublaj sanatçısı Ferdi Tayfur kadar belki
büyük bir sanatçı değilim. Ama, onun adına ona layık bir
biçimde yaşattığım için mutluyum.
Bunca yıl sonra gelşen zenginlik ve şöhret beni
şımartmadı, bilakis halen benim çocukluk
günleriminızdırabı içinde olan insanlara karşı büyük bir
zaafım ve ilgim var.
Beni kasetlerimde, filmlerimde kuyruklar oluşturup yalnız
bırakmayan beni buralara getiren yüce HALKIMA sonsuz SAYGILAR
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<FERDİ
TAYFUR>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
FERDİ TAYFUR'UN KENDI SAYFASINDAN ALINMIŞTIR.
<<SAYFA2>>.....................................................................................................................<<ANA SAYFA>>